Sesimiz, kimliğimizin önemli bir parçasıdır. Yoğun ve yanlış ses kullanımı, ses tellerimizde nasırlaşmalara neden olabilir. Ses tellerinin birbirine uygun olmayan bir şekilde temas etmesi sonucu gelişen bölgesel nasırlaşmalar ses teli nodülleridir. Karşılıklı iki ses telinin tam temas ettiği noktada ortaya çıkarlar. Ses tellerinde oluşan travmaya vücudun verdiği savunma tepkileridir. Nodüller iyi huylu oluşumlardır.
Ses teli nodülleri seste kısılma ve çatallanmaya yol açarlar. Konuşurken çabuk yorulma görülür. Sesin kalitesi değişir, tizliğini kaybeder. Sabah uyanınca ses daha kötü olabilir.
Ses tellerinde nodülü olan kişiler genellikle yanlış ve yoğun olarak seslerini kullanırlar. Bu kişiler yüksek sesle konuşur, sigara kullanma alışkanlıkları sıktır, reflü hastalığı yaygındır, alerjileri olabilir ve su tüketimleri azdır.
Ses telinde nodül tanısı endoskopik olarak ses tellerinin görüntülenmesi ile konur. Nodüller genellikle simetrik, karşılıklı yuvarlak yapılardır.
Ses tellerinin primer tedavi yöntemi ses terapisidir. Erken ever nodüller terapi ile tamamen gerileyebilir. Reflü, alerji gibi altta yatan sebeplerin ilaçla tedavisi yapılmalıdır.
Terapi gibi konservatif yöntemlerle gerilemeyen nodüllerde cerrahi tedavi önerilir. Cerrahi sonrası ses istirahati ve ses terapisi gereklidir.
Ses tellerinde nodül oluşmasını önlemek için sesi yoğun kullanmaktan kaçınmak, bol su içmek, sigara ve alkolden uzak durmak, ortamın havasının nemli olması ve meslekleri gereği sesini yoğun kullanan kişilerin profesyonel ses eğitimi almaları önerilir. Sesinizdeki değişikliklerden şikayetçiyseniz, bir kulak burun boğaz uzmanına başvurarak ses teli muayenesi olmanız önerilir.